Ve yeni yıla özel birkaç söz
Tombala kartları arasında şans getirmesi için en güzel renkli olanını seçme heyecanını duyduğum yılbaşı akşamlarını özledim. Kararsız da kalsam, eflatun renkli olanı benim hep uğurlu kartımdı. Simli yılbaşı kartlarını seçebilmek içinse kırtasiyelerin önünde duran kartlıkları dönme dolaba çevirirdim.. Sıcak evli, simli, içimi ısıtan resimli olanlarını özellikle ayırırdım. Basit ve lezzetli mutlulukların akşamlarıydı yılbaşları. Umutlu olmamak için hiçbir neden olmadığı o zamanlar, hayat hep uzak bir yerlerdeydi.
Hayat şimdi o kadar uzak bir yerlerde değil. Büyüdük işte, tuhaf tuhaf mücadeleler içinde birer gülen suratı olduk sanal alemlerin. Yazılarla, dostlarla, sevgiyle avunduk, avunuyoruz. Hayatın adil olmadığını artık çok iyi biliyoruz tek tek, bazen kendi hikayemizde, bazen hiç bilmediğimiz uzakların hikayelerinde… Hikayelerin sonlarını merak ediyoruz, bazen sırf onları görmek için inatlaşıyoruz kader denen, o çözemediğimiz illetle. Hayal kurmayı bırakmıyoruz, bazen de onlara oflayarak kadeh kaldırıyoruz. Olgunluklarımız olmuşlarımızdan değil, aksine ‘olamamışlarımızdan’ geliyor. Hepsine ‘rağmen’ burdayız işte, gitmedik hayat bir yere, bak.
Klişelerden uzakta kalalım istiyorum. Sevgi, huzur, başarı, sağlık, aşk, para diye bir heyecanla sıralanan tüm o bıdı bıdıların hepsinin birarada olmayacağını bilecek kadar büyüdük, hadi gelin bırakalım o zaman. Masumların zarar görmediği bir hayatı çaresizce bekleme hakkımızı her daim saklı tutarak bir şeyler karalayalım…
* KİM yani -Kendini İmha Mekanizması- hayata geçsin… Ne kadar kaçsan da mesela aptal insanla mı karşılaştın. O aptal insan oracıkta kendini imha etsin. Bu öyle çabuk olsun ki, sen zeka seviyesini bile anlayamadan küllerini yerde gör ve üzerinden farkında olmadan geç mümkünse. Kendine hiç bakmayan ve hep bir başkasından üstün olduğunu ispat etmeye çalışan insan tipi de saatin 12’ye gelmesini filan beklemeksizin balkabağına dönüşebilir, bence mahsuru yok.
*Şöyle özene bezene, emek verdiğin, ruhundan bir parça kattığın işler, hakettiği karşılığı bulsun.. Emeğin değer bulmadığı, insan sömüren iş ve insanlar mümkünse ait oldukları taş devrine geri dönsün.
*Bir yere yetişmeye çalışırken karşılaştığın kırmızı ışıklar ve o kahrolasıca karşının taksileri beter olsun:)
*Mesela ne biliyim, insanın iyisine, tutarlısına denk gelelim. Böyle tuhaf, çelişkili, bir öyle bir böyle davranan, hele hele ne istediğini bilmeyen insan tipi bir bizden uzak olsun.
*Görünmez adam olma hayalimi kimse elimden alamaz. Bir de 80 kuşağının iyi bildiği ‘Bu dünyanın dışından’ (Out of this world) dizisinde işaret parmaklarını birbirine değdirdiğinde an’ı durduran kız gibi anları durdurma hayalini… Her ikisindeki masum muzurluğu kaybetmeyelim. Çünkü an’ları durdurmak ve görünmez olmak, başka yollarla da hep mümkün..
*İyi şeylerin olabileceğine sizi inandıran her ne ise, orada kalsın. Zamansız kaybolarak inancınızdan götürmesin.
… diye çok şey sıralamak mümkün… Sadece her şey daha “sahici” olsun, ben hayattan ve yeni yıldan en çok bunu istiyorum.
Yazar: Nihal Yuvacan