Uzman bakışıyla ‘kariyer fırsatlarını yakalamak’
Sahip olduğumuz meslekler, hayatta bizi tanımlayan birer ‘etiket’ten öteye gidemediği zaman, daha mutlu hissedeceğimiz çalışma alanlarının arayışına gireriz. Yeniden başlama hissi heyecan verse de, sahip olduğumuz düzeni bozarak yeni bir yola girmek konusunda çoğu zaman cesaretli olamayız. Bu noktada, iş dünyası alanında tanınan yazar Seth Godin’in şu sözü bizi yeniden düşünmeye iter: “Bir sonraki tatilinize ne zaman çıkacağınızı merak etmek yerine kaçmak zorunda olmadığınız bir hayat kurmaya çalışın.”
Ocak ayı ise kariyer ve insan kaynakları alanında yapılan araştırmalara göre iş aramaya başlangıç için en doğru zaman… Yılın bu ilk ayı, sadece iş arayan kişiler için değil, zam ve performans oranlarının açıklandığı ay olması dolayısıyla çalışanlar için de yeni bir başlangıcı ifade ediyor. Hem iş arayanlar ve mevcut işlerinde başarılı olmak isteyenler hem de kariyer değişikliğine yönelenler nelere dikkat etmeli? Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kariyer Tasarımı ve Planlama Danışmanlığı Öğretim Görevlisi, Kariyer Koçu ve Sistemsel Koçluk Programları Eğitmeni Altan Özen ile konuştuk…
1.Bu yıl iş arayanlara özel olarak nasıl bir yol haritası çizebiliriz? Bu süreçte neleri özellikle yapmalı ve nelerden kaçınmalılar?
İş arayışında olma süreci artık sadece üniversite sürecinin ardından yaşanan bir süreç değil. Bir işe girip 20-30 yıl çalışıp emekli olma devri çoktan kapandığından, ortalama 3-4 yılda bir ya da 7-8 yılda bir yaşanmaya başlayan iş arama süreci, artık çalışma hayatımızın önemli bir parçası. Eğer iş hayatına yeni atılan bir bireyseniz, bu sürecin psikolojik tarafını iyi yönetmelisiniz. CV hazırlamak, mülakatlara hazırlanmak, fiziksel ve zihinsel duruşu belirlemek kadar, aslında tüm süreci yönetmek önemli. İş başvurusu yapmanızdan davet edilmeniz ve işe alınmaya kadar geçen süreçte aşamalı görüşmeler yapacağınızdan, işe kabul edilene kadar geçen zaman artık 2-3 ayı bulabiliyor. Geribildirimin hızlı olmaması, psikolojik dayanıklılığın bu süreçte en önemli noktalardan biri olmasına neden oluyor.
İş arama sürecini ‘kendimiz için en doğru işi seçme süreci’ olarak tanımlamamız daha doğru olur. “Ben çalışmıyorum, boştayım, işsizim, iş bulamıyorum” gibi kendimizi olumsuz ifadeler üzerinden tanımlamamamız gerekir. Bunlar yerine “İş bulma sürecindeyim, bu süreci yönetiyorum, kendim için üretkenliğimi, yaratıcılığımı, yeteneklerimi kullanabileceğim, keyifli bir iş arayışı içerisindeyim” gibi bir yaklaşımla kendinizi dış dünyaya ifade etmeniz, kilit noktadır. Ne yaratmak ve ne ortaya çıkarmak istediğinize odaklanmanız, nasıl algılanmak istediğinizi tanımlamanız çok önemli.
Bu tanımlamayı doğru yaptıktan sonra, buna gerçekten düzenli, disiplinli, organize bir mesai ayırmak gerekiyor. İnternetten 5-10 ilana başvurup, ‘Başvurdum, ses gelmedi’ diyerek aslında bu süreci yönetmiş olmuyorsunuz. Ama iş arama sürecinizi bununla sınırlı tutmayarak daha bilinçli hareket etmeniz gerekiyor. Evet ilanları takip edin ancak sistemli bir şekilde ve iyi organize edilmiş bir CV ile başvurunuzu yapın.
2- Peki bahsettiğiniz iş arama sürecini yönetirken hangi somut adımlar atılmalı?
İş arama sürecini daha aktif biçimde sürdürebilmek için, varsa çok çalışmak istediğiniz kurumların ya da daha kolay ulaşabileceğiniz kurumların bir listesini yapın. Listeleme sırayla ilk 10 ve onu takip eden sonraki 10 firma ile devam etsin. Sonra sırasıyla bu kurumları araştırıp İnsan Kaynakları birimlerinin yöneticilerine ulaşmakla ilgili yollara bakmanız lazım. Sosyal medya ve özellikle Linkedin hesaplarını takip edebilir, istediğiniz departmandaki uzman profillere niyetinizi anlattığınız, ilgili kurumda ne yapabileceğinizi sorduğunuz, onların tavsiyelerini istediğiniz bir mesajla ulaşabilirsiniz… Böylece emek verdiğinizi göstermiş oluyorsunuz. Bu şekilde sonuç alan çok fazla örnek var. Linkedin’de profilinizi oluşturmanız ve burayı aktif şekilde kullanmanız bu bakımdan çok önemli.
İlişki ağlarımızı iyi kullanmak da tabii ki çok önemli. En ulaşılmaz dediğiniz kişiye 6 yakınlık derecesinde uzaksınız aslında. Bağlantıları görmek, yine sosyal medya sayesinde kolaylaşıyor. Network ağlarımızı bilinçli bir şekilde değerlendirmek çok önemli. “Kimseden bir şey isteyemem” diyenler olabiliyor bu noktada. Siz çalışıyor olsanız, siz de birine destek olmak istersiniz, o yüzden birinden yardım isterken, aynı zamanda ona birine yardım ederek mutlu hissetme fırsatı da vermiş oluyoruz. Fakat istediğiniz bu destek, karşıdaki kişiyi mecbur bırakmadan, onu zor duruma düşürmeyecek bir destek olmalı… “Beni işe mutlaka sok, gücünü kullan” diye değil ama özgeçmişi şirketindeki İK birimine ulaştırmak noktasında destek istemek gibi bir destek olmalı… Görünür olmak bu noktada önemli.
3.Özgeçmiş hazırlarken özellikle dikkat etmemiz gereken bölümler hangileri?
Özgeçmişimizin nasıl hazırlandığı çok önemli. Pozisyona ve kuruma özel olması, ön yazı olması ve bu ön yazıda pozisyona ve kuruma neden uygun olduğunuzu belirten, başvurma amacınızı, kurumun veya pozisyonun sizin için anlamını ve görüşme talep ettiğinizi belirten sonuç odaklı cümlelerin olması çok önemli. Ön yazı örneklerini inceleyin; ancak kendinize en uygun olanını yazmalı ve bunu mutlaka birkaç farklı kişiye okutup onların fikirlerini almalısınız. Kuruma verebileceğiniz katkıyı vurgulamanız, burada yine önemli olacaktır. Ön yazıyı geçtikten sonra özgeçmiş bölümünün ise gerçekten iyi aktarılması; boşlukların, noktalama işaretlerinin doğru olması gerekiyor. Çoğu zaman şeklen ilk bakışta fark edilen eksiklik ya da yanlışlıklar pek iyi bir etki bırakmıyor. İyi çekilmiş bir fotoğraf, e-mail ve iletişim bilgilerinin ardından eğitim ve deneyimlere girmeden önce, etkili bir kariyer hedefinizin olduğunu ortaya koymanız yerinde olur. Eğitim ve deneyimlerinizin ardından sahip olduğunuz diğer yetkinlikler, özellikler, bilgisayar, diller, katıldığınız etkinlikler geliyor tabii. Ancak bu arada hobi kısmının kendinize özgü ve gerçek olması çok önemli… İyi belirlenmiş referanslarla bitirdiğiniz bir bölüm de dikkat çekecektir.
Bu teknik detayların dışında yüksek bir enerji ve iç motivasyon, yolunuzu aydınlatacaktır. Süreç uzadıkça kendinizi değersizleştirmeyin ve zaten olmayacak gibi söylemleri zihninizden uzaklaştırın, bunların somut gerçeklik olmadığını, sadece birer düşünce olduğunu, her gün bir sürprizle karşılaşabileceğinizi unutmayın.
İş arama sürecindeyken, işe girmeyi beklemeden, ilgili olduğunuz alanla ilgili bireysel olarak çalışmaya başlamak ise en doğru adımların başında geliyor. Bu alandaki kitapları, gelişmeleri, seminerleri takip etmek, okumak, sosyal medyayı izlemek, bir şeyler üretmek, hatta belki bir web sayfası hazırlamak, mülakatlarda sizi konuya ve ilgili terminolojiye daha hakim kılacak, CV’nize de önemli katkılar yapacaktır.
4.Zam ve performans oranlarının açıklandığı Ocak ayı aynı zamanda çalışanlar için de yeni bir başlangıcı ifade ediyor. Bu konuda çalışanlar kariyerlerinde başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeli?
Bu dönemler her iki taraf açısından heyecanlı oluyor, ancak stres ve baskı da yaratıyor. Bu da yönetilmesi gereken ayrı bir süreç. Bu dönemde en çok hedefinizi unutmamanız lazım. Tek bir doğru cevap yok herkes için, bence herkesin cevabı kendi içinde. Çok kritik bir süreç yaşanıyorsa, bir koçluk veya mentorluk desteği alınabilir, çünkü kişinin göremediği noktalar olabiliyor. İçinden çıkamadığınız bir durumda destek almaktan çekinmeyin. Yöneticinizle veya yetkili kişilerle konuşurken kendinizi ve beklentilerinizi iyi ifade etmeniz çok önemli. Kendinize “Kendi ideallerime ne kadar yakınım, ne yaparsam yakınlaşırım?” gibi soruları sormanız ve bunun için acele etmeden zaman vermeniz gerekiyor. Beklentiniz gerçekleşmediğinde ani karar vermemeniz lazım. Bazen yazarak çalışmanız ve kendinizi içsel olarak ne istediğinizin cevabını vermeniz çok önemli. İşverenlerin de çalışanların beklentilerini maksimum düzeyde karşılayamasalar bile onların umutlarını bitirmiyor olmaları, kritik nokta. Onların çalışanları ile kendi geçtikleri zorlu süreçleri hatırlayarak empati kurarak ilerlemeleri, bu süreci olumlu etkileyecektir.
5.Kariyerlerinde yeni bir yola girmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz? Bu alandaki hangi trendleri takip etmeli ve nasıl düşünmeliyiz?
Hayatımızın pek çok döneminde bununla karşılaşabiliriz. Bunlar çok cesaret gerektiren ve meydan okuyan kararlardır. Özel sektördeyken kamu veya sivil toplum tarafına geçmek veya bireysel bir girişimde bulunmayı seçebiliyoruz. Kurulu bir düzeni bırakıp sıfırdan bir şeyi kurmak zor gibi görünse de, eğer bulunduğumuz durum bizi boğar hale gelmişse hareket zamanı gelmiş demektir. Ancak önemli olan, bu yeni alana bodoslama dalmamak. Mevcut işiniz halihazırda devam ediyorken, bir taraftan da yeni yolun ne olacağına karar vermek ve bu alandaki ilk adımları mevcut düzeninizi koruyorken yapmayı seçmek önemli. Bu sizi daha çok güçlendirecektir. Konu girişimcilikse, destek mekanizmalarını araştırarak hazırlanmak doğru olacaktır.
Öncelikle her şeyin iyi olacağına olan inancımız sağlam olmalı ama her zaman ne istediğimizi bilmeliyiz. Ne istediğinize dair kendinize sormanız gereken esas soru, ‘Bunu % kaç istiyorum?’dur. Sadece bulunduğunuz durumdan kurtulmak için kendinize yarattığınız bir seçenek varsa, yani isteme yüzdeniz % 70-80’lerde ise isteğiniz bu yeni alana girmek için yeterli olmayabilir. Yanıtınız sizde heyecan uyandırmalı, size “% 100, hatta % 500 istiyorum” dedirtmelidir. Çünkü bu yeni yolda enerjinizi korumanız ve orada karşınıza çıkacak değişiklik ve zorluklara hazırlıklı olmanız için içinizde coşku olmalıdır. Bu yeni yol, her zaman baştan tasarladığımız yol olmayabiliyor, o yoldaki yeniliklere adapte olacağınız bir enerji içinizde olmalı ki devam edebilin. Yeni bir yola tereddütle girilmiyor, o yüzden tereddütleriniz varsa onlara bir bakmanız gereklidir.
6.Kariyer koçluğu hangi noktalarda bize katkı sağlıyor? Kimler bu konuda yardım için başvurabilir?
Yukarıda sözünü ettiğimiz her alanda bir yönlendirmeye ihtiyaç duyduğumuzda kariyer koçluğu devreye giriyor. Yani, yeni bir kariyer, girişim, pozisyon değiştirme, yöneticilik, liderlik pozisyonlarında değişiklik, kendinizi yeniden konumlandırma, eğitmenlik, danışmanlık yapma, her ne ise yapacağınız şey bu geçiş süreçlerinde ve geçiş sürecinden sonra gelen uzmanlaşma sürecinde kariyer koçluğundan faydalanabiliriz. Bu, kendi kör noktalarımızla tanışıp kendimizi yeniden keşfetmemizi sağlıyor. Artık emeklilik sonrası için de koçluk çalışmaları yapılıyor, kariyer koçluğu artık üniversite sıralarından başlayıp, yaş veya pozisyon sınırı olmadan destek alınan bir alan haline geldi. Bugün mevcut işyerinde psikolojik dayanıklılığını korumak isteyen çok fazla insan var. Bireylerin kendini ifade etme, özgüven sıkıntısı ve ekiple çalışma problemlerinde başvurdukları kariyer koçluğu, çalışma alanlarında bir değişim içinde olmayanların veya somut bir sıkıntısı bulunmayanların bile kendilerini geliştirmek ve güçlendirmek için farklı seçenekleri öğrenmek amacıyla da destek aldıkları bir alan.
Röportaj: Nihal Yuvacan
Mabel Blog’ta 22 Ocak 2020 tarihinde yayınlanan yazımdır.