Bulut ve annesi
Annem yaşasaydı bugün 61’nci yaşına basmış ama muhtemelen 50’den 1 yaş fazla göstermeyen bir güzel kadın olacaktı.
Göz kararı tarifler vermeye devam edecek, yeni çiçekler büyütecek, ne yaptığımı merak edecek, Kocaali’yi, bahçemizi ve Seçkin’i çok sevecekti.
Yemek yaparken neden o kadar düşünceli olduğunu yetişkin bir kadın olarak anlıyorum şimdilerde. Düşünecek ne kadar çok şey varmış zaman ilerledikçe.
İnsanın sadece annesiyle paylaşabileceği şeyleri içimde bırakıp, derin bir nefesi veriyorum evrene her seferinde. İnsanın sadece annesinin göğsüne doğru sessizce uzanarak avunabileceği anları, içime atıyorum. İçimde bu yüzden yağdı yağacak dediğin kocaman bir bulut var… Kendi içine içine yağıp, içine içine gürleyen, kendi güneşini her sabah yeniden yaratan, onun arkasında bir yerlerde saklanıp duran bir bulut var.
Denizden gelip balkonda çay saati yaptığımız keyifli bir öğleden sonraya veya erkenden yürüyüş yapmak için kalktığımız yazlıktaki bir sabaha ışınlansak da güneş bizi ısıtırken seninle biraz birlikte boş boş oturabilsek. Ben anlatsam, sen gülsen, pamuk kızım benim diye sevsen yine.
Biz iyiyiz, sadece seni, sizi çok özlüyorum.
Nihal