Bize
Bu yazıyı okumaya başlamış herkesle, güzel bir bahçeye kurulmuş uzun bir masaya birer sandalye çekip yerleştiğimizi hayal ederek yazmaya başladım. Elimde kadehim, bir şeyler söylemek için ayağa kalktım şimdi.
Bu resimde, aramızda olamayan annem, babam, Seço’nun babaannesi, Marcelo ve Dali’si, siz de hadi çekin birer sandalye… Çünkü yeni bir şehirde kurduğumuz bu yeni yaşamda nereye gidersek gidelim, bizimle olduğunuz gerçeğini hiçbir şey değiştirmedi. O güzel günde yanımızda olabilseydiniz, eminim böyle bir fotoğrafımız olurdu. Şimdi gerçekten yanımızdaymışçasına evimizin ve kalbimizin duvarındasınız.
Kalp demişken..:) Bugün Seço’nun doğumgünü. Şimdi ben elimde kadehim, naçizane bir yazar olarak aşkımı en güzel kelimelerle uzun uzun anlatabilirim. Ya da her gün binbir fotoğrafla, biriktirdiğimiz her kareyi anlık paylaşabilir ve sosyal medya sahnesini bol alkışlı yorumlarla inletebiliriz ama her ikimiz de bu sahneyi seçmiyoruz. Sahnelerden, rollerden, bir şeyleri göstermekten veya gösterememekten ayrı ayrı yorulmuşuz, gerçek yaşamın içinde, gerçek aşkın ve sevginin dünyaya sürekli bir ispat çabasından en uzakta olan şey olduğunu birlikte öğreniyor, günlerin içinden gülümseyerek geçiyoruz.
Bununla birlikte arada derede kimi zaman paylaşıyorum, pek çok acıdan sonra hayatta güzel şeylerin de olduğunu kendime ve beni merak edenlere daha iyi gösterebilmek için. Uzun bir süre kayıplarla başetmeye çalışan bir insandan beni iyi tanıyanların özlediği eğlenceli yanı çıkarıp, bakın hala o yanım yaşıyor ve artık çok iyiyim diyebilmenin bir yolu belki de.
Bu yüzden kadehimi hayata kaldırıyorum. Güzel şeylerin bizi bulabileceğine yeniden inandıran, sadece yanyanayız diye tüm sıkıntıları göğsümüzde yumuşatabildiğimiz, sadece birlikteyiz diye her şeyin güzelleştiği, sadece sarılarak dünyanın en mutlu insanları olabildiğimiz bu hayata kadehimi kaldırıyorum.
Bize
Nilo