Çocuğunuzda öğrenme güçlüğü ‘disleksi’ye işaret olabilir
Toplumda öğrenme güçlüğü olarak tanımlanan disleksi, doğuştan gelen ve en sık görülen nörogelişimsel bozukluklardan biri… Amerikan Psikiyatri Birliği, disleksiyi, zekâsı normal ya da normalin üstünde olan çocukların, yaş, zekâ düzeyi ve aldıkları eğitime göre okuma, yazma ve matematik öğrenmede beklenenden geri olması durumu yani ‘özgül öğrenme güçlüğü’ (ÖÖG) olarak tanımlıyor. Bununla birlikte disleksi, % 80 oranla en sık görülen biçimi olan ‘okuma bozukluğu’ ile eş anlamlı olarak da kullanılıyor.
Kalıtım, gebelik ve doğum travmaları neden olabiliyor
Araştırmalara göre, anne veya babada varsa, çocukta da disleksi görülmesi olasılığı artıyor. Stresli gebelik, erken doğum, gebelikte sigara ve alkol kullanımı, gebelikte geçirilen enfeksiyonlar, doğum travması gibi nedenlerin beynin gelişimini olumsuz etkileyerek disleksiye yol açabileceği düşünülüyor.
Okula başlama döneminde çocuğunuzu dikkatle izleyin
Disleksinin erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık gördüğünü belirten DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Doktor Emine Demirbaş Çakır, tanının sıklıkla çocuk okula başladıktan sonra konulduğuna, disleksi belirtilerinin her çocukta başka ve farklı şiddette olabileceğine dikkat çekiyor.
Disleksinin çocukların sadece bilişsel değil, motor, sosyal ve duygusal gelişimini de etkilediğini belirten Çakır, hastalığın doğuştan gelen bir durum olduğu için erken dönemlerinden itibaren belirtilerinin fark edilebildiğini, ancak çocuğun bazı alanlarda yaşıtları gibi gelişirken, bazı alanlarda yaşıtlarından farklı olmasının ailelerin de kafası karıştırdığını anlatıyor.
Bu 10 belirti, çocuğunuzda disleksi olduğuna işaret!
DoktorTakvimi.com uzmanlarından Uzman Doktor Emine Demirbaş Çakır, disleksi belirtilerini şöyle aktarıyor:
1.Çocuğun her şeyi anlayıp yerine getirirken, bir yandan da yeteri kadar iyi konuşamaması aileyi şaşırtır. Sıklıkla erken çocukluk döneminde konuşma gecikmektedir. Konuşmaya başladıktan sonra ise yaşıtları gibi konuşmadıkları, daha az kelime dağarcığına sahip oldukları, nesne, renk, sayı gibi kavramları öğrenmekte zorlandıkları, bazı sesleri telaffuz edemedikleri, dün-bugün ya da hoş geldin- güle güle gibi kavramları doğru kullanamadıkları, şarkı, şiir ezberlemekte zorlandıkları görülmektedir.
2.Sağ-sol, ön-arka gibi yön kavramlarını öğrenmekte, ayakkabılarını, kıyafetlerini giymekte güçlük yaşayabilir, ters giyebilirler.
3.Kalem tutmakta, makas kullanmakta, taşırmadan boyama yapmakta, basit geometrik şekilleri kopya etmekte, top oynamakta, zıplamakta, koşmakta zorluk yaşayabilirler. Uzun süre parmak ucu yürüme görülebilir.
4.Arkadaşlarının ismini öğrenmekte zorlanırlar. Anaokulunda o gün neler yaptıkları sorulduğunda hatırlamakta güçlük yaşadıklarından sıklıkla “bilmiyorum” ya da “söylemek istemiyorum” derler. Aileler bu durumu çocuklarının gün içinde yaşadıklarını onlara anlatmak istemediği şeklinde yorumlar ve üzülürler.
5.5 yaşına gelmiş olmalarına rağmen hala her iki eli de kullanabilirler. Baskın el kullanımına geçiş gecikebilir. “Çapraz lateralizasyon” adını verdiğimiz durum sıkça görülür. Örneğin sol elle yemek yerken topa sağ ayağıyla vuruyordur.
6.Dikkatlerini toplamakta, sürdürmekte, etkinlikleri tamamlamakta, kurallara uymakta güçlük yaşayabilirler. Çabuk sıkılma ve hareketlilik gözlenebilir.
7.Çocuğun yeterince desteklenmesine rağmen harfleri öğrenmekte zorlandığı, çabuk unuttuğu, harfleri tanıyamadığı, harfleri karıştırdığı görülüyor. Yanlış ya da kelimeyi tersten okurlar. Yavaş ve duraksayarak okur ya da okuma yapmayı istemezler. Kendi okuduklarında anlamadıkları, başkası okuduğunda daha iyi anladıkları görülür. Kalemi düzgün tutamazlar. Eksik ve yanlış, ters yazarlar. Yazarken uygun boşluk bırakmaz ve tahtadan deftere geçirirken zorlanırlar. Alfabedeki harflerin sırasını karıştırırlar.
8.Yeni terimleri öğrenmekte, ödevlerini almakta ve yapmakta zorlanır. Sözlü yönergeleri takip edemez, sağını solunu karıştırır.
9.Bakarak şekil çizemezler. Ayakkabı bağcığı bağlamakta, düğme iliklemekte zorlanırlar. Sakardırlar, top oynamaya, koşmaya isteksiz olurlar.
10.Bunların dışında okula gitmek istememe, kaygı, özgüven eksikliği gibi pek çok belirti sayılabilir.
Çocuk psikiyatristiyle bireysel eğitim, temel tedavi biçimi
Çocuklarda gelişimsel farklılıkların ve öğrenme sorunlarının ilk fark edildiği zamandan itibaren bu konunun aileler ve okullar tarafından dikkate alınması gerekiyor. Uzman Dr. Emine Demirbaş Çakır, belirtiler fark edildiğinde mutlaka çocuk psikiyatrisine başvurulması gerektiğinin altını çiziyor. Çocuk psikiyatrisi değerlendirmesinde çocuğun gebelikten itibaren ayrıntılı öyküsünün alındığını anlatan Çakır, bununla sınırlı kalınmadığını; öğretmenlerin gözlemlerinden yaşa uygun zeka testlerine, kan testlerinden gerekirse diğer tıp branşlarından (çocuk nörolojisi, kulak burun boğaz) ek değerlendirmeler alınarak tanı konulduğunu ifade ediyor.
Disleksi tedavisinde en önemli noktanın erken tanı olduğunu hatırlatan Çakır, “Ne kadar erken dönemde müdahale edilirse çocuk açısından normali yakalama oranı o kadar artar. Tedavi temel olarak bireysel eğitim uygulamalarıdır. Her çocuk için hangi alanda ne şiddette güçlük olduğu tespit edildikten sonra bireye özgü eğitim planlanmaktadır. Disleksiye eşlik eden durumların varlığında (özellikle dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu) medikal tedavi de öğrenme güçlüğüne yönelik eğitimin başarısını artıracaktır” diyor.