Psikiyatrinin duayeninden ‘Bilgenin Aynası’
Toplumsal ruh sağlığımıza ilişkin çok önemli tespitler ve yaşamın anlamı, psikiyatrinin yaşayan bilgesi Prof. Dr. Özcan Köknel’in 90 yıllık kişisel yolculuğunun bilinmeyenleri ile birlikte “Bilgenin Aynası” isimli kitapta toplandı. Hayykitap’tan çıkan ve gazeteci Mert İnan’ın kaleme aldığı kitapta Türkiye’deki cinsiyet eşitsizliği, istismar, şiddet, uyuşturucu, saplantılar, öfke, çarpık davranışlar gibi sorunların ortaya çıkmasındaki temel nedenler detaylı şekilde ele alınıyor.
Anlamsızlık, çelişki ve çatışma doğuruyor
“İçimizdeki öfke neden dinmiyor? Gülmeyi unuttuk mu? Kafayı en çok nelere takıyoruz? Nasıl korkusuz ve mutlu olacağız? Biz melankolik bir toplum muyuz? Türkiye’nin ruhsal durumuna nasıl bir teşhis koyulabilir?” gibi pek çok sorunun yanıtına ışık tutan kitapta Köknel, “Hayatınızın anlamsız olduğunu düşünüyor ve ‘dolu dolu yaşadım’ demenin formülünü arıyorsanız, bakış açınızı değiştirmeniz gerekiyor. Koşullarımız birdenbire değişmediğine göre, değişiklik bunlara bakışınızda, yorumlama biçiminizde olacaktır” diyor.
Türkiye’de son yıllarda ruhsal kaos yaşandığını vurgulayan Köknel, şöyle devam ediyor: “Değerler, ilkeler, kurallar birbirine karışmış durumda. Neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda anlamsızlık hüküm sürüyor. Bu anlamsızlık beraberinde çelişki ve çatışmaya neden oluyor. Toplumun zihninde bulanıklık olduğu sürece geleceğe güvenle bakamayacağımız gibi mutlu, huzurlu da olamayız.”
Mutlu olmak için çaba gerekiyor
Prof.Dr. Köknel, mutluluğa ulaşmanın formülüne yanıt aranan kitapta, şu saptamalarda bulunuyor: “Günlük yaşamda tüm davranış, çaba ve eylemlerimizin altındaki en temel etken aslında mutluluğa ulaşma gayemiz. Mutluluk tanımı herkesin yaş ve konumuna göre farklılaşırken, aşk kavramı gibi tek bir tanımlamadan söz etmemiz mümkün değil. Bir ortaokul öğrencisi gireceği sınavı başarı ile geçmekten, lise öğrencisi üniversite sınavını kazanmaktan, bir memur maaşına zam yapılmasından mutluluk duyabilir. Bir insanın mutlu olması, yalnızca sevindirici olaylardan değil, aynı zamanda bazı üzüntüleri aşarak memnuniyet duyma halidir. Günlük hayatımızda stres her zaman var olacak. Bizler doğal ve toplumsal olmak üzere iki ortamda yaşıyoruz. Bu iki ortam bizim bedensel ve ruhsal ortamımızı farkında olmadan değiştiriyor. Mutlu olmak için çaba gerekiyor. Kimse yattığı yerden iyi hissedemez. İnsanın duygu dünyasında ilginin, sevginin, neşenin, sevincin olmaması kötü hissettirir. Ancak, her şeyinizi kaybetseniz bile umudunuzu asla kaybetmemelisiniz. İnsan, hasta veya en mutsuz anlarında bile içinde umut ve iyiliği hissettiğinde ruhsal rahatlama hisseder.”