Pırıltıdan
-Kasım 2019/ Antalya Kaleiçi-
Amy’ye birkaç kuş vokal yapıyor. Denizin pırıltısına dayanamayıp çekmiştim.
Ekranı sağa sola çevirmeden, o anda durmuşum. Kafamda bir sıkıntı yokmuş, tek derdim belki o an yan masada carlayarak ambiyansımı bozmasından tırstığım kadındı.
Denizden çıkıp güneşin altında bir süre oturduğun bir an vardır mesela.. Sırtında havlu, ayakların sıcak kuma gömülü, suların hala damlıyordur, gözlerini bir yere odaklarsın, belki bir tek sana uzatılan bir ekmek arası için elini havlunun içinden kaldırmaya lütfun vardır..
Tek yorgunluğun dalgalarla boğuşmak ve mayonun içine giren anlamsız kum taneleri olduğu o an, amaçsızca, ıslak ıslak, hiçbir şey düşünmeden, sadece durmak, ne büyük özlem.
Hayattan çekip kalbimizin duvarındaki gizli çerçevelere astığımız güzel fotoğraf karelerinden sadece biri. Henüz kimseyi kaybetmediğimiz, hayatın hala uzak bir yerlerde olduğunu sandığımız anlara buradan selam… Plansız hayallere, karpuz-peynire, anne kızartmasına, baba maç sesine, güneşten kızaran beyaz ten acısına, aşk sanıp adına acı dediğimiz mini hikayelere, filmlerdeki mutlulukları gerçek sanmaya, saflığa ve sonsuz sorumsuzluğa, bu güneş pırıltısından selam.