Örümcek adam
Gökyüzünden yeryüzüne, bir buluttan aşağı doğru ağını örüyordu örümcek adam.
Kırmızı bir maskesi ve çekik gözleri yoktu belki ama o kendi hayatının yegane kahramanıydı. Ürkek bacaklarına aldanmak haksızlık olur bu yüzden. Çünkü her kahraman gerçekte korkar, sadece korktuğunu belli etmemekte usta olduğu için etkileyicidir.
Kendi hayatının kahramanı olan her örümcek adam, önceleri kendi hayatının birtanecik kaybedenidir. Çünkü her kahraman, her şeyden önce kaybetmeyi öğrenir. Öyle iyi, öyle güzel, öyle kötü kaybeder ve öyle acı çeker ki, bir gün dünya üzerinde kimse bu acıyı yeniden yaşamasın diye kahraman olmayı seçer, bir gün bir bulutun üzerine yükselir.
Yaşam alanını, ait olmadığı her yeri mekan tutarak yaratmaya başlar bu tatlı örümcek adam. Sabırla, cesaretle, zamanla kaderine karşı koyar. Kader ağlarını örerken, örümcek adam da bir gün belki bir elektrik süpürgesi tarafından çekilebilmek pahasına kendi ağlarını örmektedir.
Mahareti, kendi yaşamı için, ait olmadığını hissettiği bir dünyaya karşı koymasındadır. Belki herkesin bilmediği yastığında ve kokusundadır. Kendi yaşamı için kimseye zarar vermeden mücadele eden herkes saygıyı hakeder.
Kendi yaşam alanı için ilmek ilmek didinenleri ama bunu kimseye zarar vermeden yapmayı seçenleri sevin.
Bütün örümcek adamları, bütün kahramanları ve onların bütün kaybedişlerini.
Yazar: Nihal Yuvacan