Kendi ışığında saklananlar
Saniyedeki hızı 300 bin kilometre olan ışık, dünyayı 1 saniyede 7 kez dolaşıyor. Bilime göre dünya yaratıldığında doğan ve ışığı bu inanılmaz sürate rağmen halen yeryüzüne ulaşamamış yıldızlar var. Peki bu ışığı dünyaya ulaşamamış uzak yıldızlar, gerçekte yıldızlıktan bir şey kaybeder mi?
Yansımasını göremediğinde anlamsızlığını sorgulayan tek yıldız ‘insan’. Bu dünya üzerinde kendinden sadece 1 tane olması ve başka kimseye benzememesi, yeterince parlamasına yeterli gelmeyen.
Kendisinin sadece bir uydusu olduğu sürece, bir tür uyduya sırtını dayamayı becerdiği sürece dünya olduğuna inandırılmış.
Işıklı binalarda, ışıklı bir şehirde kendi ışığından uzaklaştırıldığından habersiz yaşayan.
En büyük zaaflardan biri, ışığını kaybettiğinin farkında olmamak. Hala farkedebiliyorsan, çözümü henüz bilmesen de seninle ilgili bir umut vardır. Görünmez bir göbek bağıyla karanlığa bağlanmış, karanlığı kabullenmiş kimseyi ise oradan çıkaramazsın, ne yapsan ışığı görmesi için zorlayamazsın. Körleşmiş bir çift gözün biraz güneş görebilmesi için odasına girip perdeleri zorla sonuna kadar açmanın bir anlamı olmaması gibi.
Karanlığı paylaşmak, bazen beraber ışığı bulmak gerekliliğindendir. Hayat belki karanlığı bu yüzden karşımıza çıkarıyordur, bilmiyorum.
Çok sevdiğim biri bir gün bana sormuştu o şarkı sözünü. – “Ay ışığında saklıdır” mı Nihal, yoksa sözün doğru hali virgüle vurgu yaparak “Ay, ışığında saklıdır” mı?- diye. Şarkının devamı şöyle geliyordu: “Işık gizler karanlığı, yok olmaz gölgeler”. Işığı altında gizlenen, koca bir karanlıktı ay. Gördüğümüz ve göremediklerimizle bir bütündü ve böyle güzeldi. Virgül, iyi ve kötünün, gizli ve aşikarın birarada oluşunu minik bir tevazuyla anlatmaya çabalıyordu.
Karanlık ve aydınlık tarafıyla güzel olan her şey, içimizde taşıdığımız bir yıldız. Tıpkı, dünya yaratıldığında doğan ve ışığının hızına rağmen halen yeryüzüne ulaşamamış yıldızlar kadar bir geceye doğmasa da, yıldızlıktan bir şey kaybetmeyen. Yansımasını yerde ve gökte aramaya gerek görmeyen, yersiz ve göksüz.
Yersiz ve göksüz, saklandığı bir kalp kapakçığından dünyaya ışık saçan.
Yazar: Nihal Yuvacan