İyi şeyler asla ölmez
Eski bir not defterimin kenarına şöyle not almışım: “Sana her şey çok güzel olacak’ demiyorum. Sadece her şeye katlanmak için artık iyi bir nedenimiz var, diyorum.” Dün Esaretin Bedeli’ni izlediğimde, farkında olmadan Andy’nin Red’e yazdığı gibi, sonra bir gün bulabileceğimden emin, kendime not bırakmışım.
Artık adresi olmayan sözler, havada asılı kalan boş konuşma balonları gibidir. Gökyüzünde bir buluta tutunurlar ve yeryüzüne tekrar yağacakları günü beklerler. Milyonlarca sessiz harf, günün birinde üzerimize pıtır pıtır yağar ve farketmeyiz.
Filmde “Unutma Red, umut iyi bir şeydir, hatta ondan daha iyi bir şey yoktur. Ve iyi şeyler asla ölmez” diyordu son notunda Andy.
Paralel bir hayatımız olsaydı, bir binanın çatısına çıkıp sesim kısılana ve yeniden inanana kadar ‘İyi şeyler asla ölmez’ diye bağırırdım. Sonra o çatıdan uzanıp, bulutlara takılmış konuşma balonlarına yakınlaşır, onları teker teker patlatırdım.
Ve inanmanın daha kolay olduğu bir paralel hayattan dünyaya isimsiz notlar bırakırdım. Tıpkı şu an olduğu gibi.
Yazar: Nihal Yuvacan