Doğumgünü
Dün doğumgünümde bana iyi gelen herkese teşekkür ederim. Doğumgünlerine çok büyük anlamlar yüklemem ama yine de yılda 1 kez sevgi pıtırcığı olmak eğlenceliydi. Gerçekten sevdiklerim, onları neden ve nasıl sevdiğimi hep bildi. Hayatta ne kadar saçma şey olsa da, gerçekten kalpten davrananlar birbirlerini er ya da geç buluyor. Buna inanmasak, devam edemezdik.
Aynı akşam, çok yakın olmasam da bir dönem yakınımda olmuş, genç birinin ölüm haberini aldım. Ara ara aklıma geliyor konuşmalarımız. Çalıştığım işyerinde ortalığı toparlayan, çok saf, genç bir kadındı. Bir gün işe erken geldiğimde bir türlü kapıyı açmadığı ve dışarıda donmama neden olduğu için içten içe kızmış, ama belli etmemiştim. Sabahları karşılaşırdık hep, bana çok gülerdi. En son saçını kestirdiğinde, sanırım mutlu olmasını istediğim için çok yakışmasa da- ne güzel olmuş, iyi yapmışsın demiştim. Birden sevinmişti, çünkü birilerinin güzel bişeyler söylemesine alışık biri değildi. Çok çok saftı, bu yüzden gerçekten kızamıyordun.
Aynı yaşlarda birileri yeni bir yaşa girerken, başka birileri ölüyor. Ölüm kıyımızda, ama biz bitmek bilmediğini sandığımız bir denizde, oraya buraya hiç yorulmamacasına yüzüyoruz. Benim denizim bazen çok dalgalı ama çok iyi bildiğim bişey var ki, ne olursa olsun tek derdim, suyun temiz kalıp kalmadığı. Çünkü su gerçekten temiz değilse, ne kıyıdaki ölümün, ne suyun içinde yüzmenin bir anlamı var. Ve yorulduğunda elinden tutan, onlar yorulduğunda senin elinden tuttuklarınla o denizin bir değeri var.
İçten olan herkese kapım açık, olmayan herkese kapalı artık. Bu yüzden içeri girmeye kalpten niyet edenlere ve orada olanlara nezaketen değil, tüm kalbimle teşekkür ediyorum.
Yazar: Nihal Yuvacan