Biz, kahraman çocuklar
Oyunun dışına bir anda bırakılmış çocuklar gibiyiz bazen. Kimseye haksızlık etmese de oyunun dışında kalmış çaresiz bir çocuk gibi.. Mesafelerden mesafelere, bir hayattan diğerine bakıyoruz, oradaki hayat bizi görmüyor.
Bir zamanlar bulutun kendisiyken, şimdi yağan yağmur damlalarına pencerenin öte tarafından, bir camın arkasından bakmak zorunda kalıyoruz. Damlalar cama vuruyor, ama camın ardında onlara dokunmaya çalışan ellerimizi fark etmiyor. Halbuki biz biriz, birbirimizdeniz, damlalar fark etmiyor.
Kaldırımın birine oturmuş, oyuna yeniden alınmayı bekliyoruz. Düşmüşüz, dizimiz kanıyor, aldırmıyoruz. Oyuna tekrar girsek de kazanmak umrumuzda değil, “birlikte kaybetmeye” gönül verdiğimizden acıyı hissetmeyişimiz.
Bazen hayat, zorla oyuna dahil edildiğimiz bir sınav. Bütün bildiğim, bu oyunu, sonunda mızıkçılar değil kahramanlar kazanıyor. Asıl kahramanlar, ne olursa olsun vicdanını kaybetmeyenler.
Ve biz zamanın birinde birilerinin oyunlarından çıkarılmış kahraman çocuklar, bu yüzden bir yerlerde hep kendi takımımızı kurmaya çalışıyoruz. Hayatın tuhaf oyunları sürdüğü için biz de çoğalıyoruz. Sadece, onlar görmüyor.
Yazar: Nihal Yuvacan