Bir zeytin ağacı olmak isterdim
Aynı yerde uzun yıllar çalıştığım, enerjisini sevdiğim, kansere yakalandıktan sonra mücadele ettiğini uzaktan da olsa gözlemlediğim ve eşinin ona bıraktığı şiirleri okurken, birlikte güç toplamalarını umutla izlediğim Buket Aşçı Gürel’i kaybetmişiz. 2017 dileklerini yazmış geçen yılın sonunda, köşesinde.. “Her şeye rağmen umut dolu ve sadece 1 yıl daha yaşayacağını bilmeden yazmış” diye düşündüm. Sonra facebook sayfasına girdim, her ölenin arkasından yaptığım -en son ne yazmıştı, nasıldı- hüznünü kendime bile bile yaşatmaktan yine alıkoyamamıştım işte.. Gündelik milyon tane paylaşımın arasından hızlıca geçtikten sonra, “Bir zeytin ağacı olmak isterdim” cümlesini çekip koydum bir kenara.
Zeytin yetiştiriciliği ilk insanlara uzandığından, bütün ağaçların ilkiymiş zeytin ağacı. İncil’de ağaçların kendilerine kral seçmek için önce zeytin ağacına başvurduklarından bahsedilirmiş. Yunan efsanelerinde ise ölümsüzlüğü simgelermiş. Bugün kimi gerçekten ve her şeyinizle severseniz, o sizin bence bu sebeplerle zeytin ağacınızdır. İçinizde ölümsüzleşen ve ne kadar budarsanız budayın, dalları ve köküyle hayat bulan ve hayat veren, şu garip hayata attığınız biricik çalım, sizin biricik zeytin ağacınızdır.
Buket de onu gerçekten sevenler için böyleydi, sen de zaten bir zeytin ağacıydın, demek isterdim şu an.
Haberleri okumaya devam ediyordum. 22 yıldır düşünce suçundan hapishanede yatmakta olan bir yazar, -adını unuttuğumu farketmem bile buruk bir ironi- geçirdiği kalp krizinden ölmüş ve kimse bununla ilgilenmemiş.
Haberler suya yazılan yazılar gibi sürekli akıyordu. Yılbaşındaki hediye alternatiflerinden erken kutlamalara, facebook’un saçma sapan testlerine, onedio’dan -bir erkek bunları yapıyorsa ayrılmayı kesin kafaya koymuş demektir- konulu yüzbin yıldır değişmeyen, çokbilmiş ucuz kadın dergisi anekdotlarına kadar beyin durdurucu ve iç burkucu içerikler birbirleriyle karışmış, beynimizi yiyordu.. Ve ilginçtir, beynimizin yenme aşamasında ne yapacağımızı anlatan bir metne an itibarıyla erişemiyorduk.
Ben 2016’yı kişisel tarihimde bir yılı olabilecek en berbat şekilde tamamlamış, yeni yıl coşkularının bana değmeden geçtiği bir ruh halinde 2017’e yol alıyordum geçen yıl bu zamanlar. Aslında yol almıyordum, duruyordum fakat hayat yürüme bandı gibi beni üzerine almış, istiyim veya istemiyim, varacağım yere itinayla ve zorla götürüyordu. Gözümün yaşı mı akmış, kolumu kaldıracak halim mi olmamış, hiç bana sormuyordu. Çalışmaya mecalim mi varmış veya insanlara kendimi anlatmaya gücüm kalmış mı, hiç aldırmıyordu. Hani uyusam ve günlerce uyanmasam ve uyandığımda her şey geride kalmış olsa diye bir ütopik hayal vardır ya, hayat böyle salakça nostaljik hayallerden anlamıyordu. Ben böyle moloz, böyle espri anlayışı kıt, böyle ukala ve bencil bi hayat daha görmemiştim o günlere kadar. Neyse anlatmak istediğim hayatın godoşluğu değil, bunu hepimiz yeterince biliyoruz.
Buket 2017 dileklerini anlatırken (http://www.gazetevatan.com/buket-asci-gurel-1023553-yazar-yazisi-2017-dileklerim/) sevgiye, umuda, özgürlüğe, direnmeye dair kimi güzel dileklerin arasından minik bir ifadeyi çektim kendime. Demiş ki Buket, “Bella figura yapmak. Yani güzel figür. Bazen saça takılan bir çiçek, bir parça peynirin üzerine serpilen kekik… Ne yersen, ne yaparsan ona katkıda bulunmak. Güzelin peşinde koşmak.”
Bella figura… Ne katabilirsin, kendinden belki yine kendine ve sevdiğin üçbeş insana, baktığın çiçeğe, hazırladığın sıradan sofraya. Kattıkça çoğalmaktı atladığımız. Biz kattıkça azalan taraftaydık. Kendimizden vererek birilerinin hırsını, birilerinin cebini, başka birilerinin kalbini mutlu ediyorduk ve kim gerçekten mutlu bilmiyorduk.
Ben yıllardan, yollardan ve insanlardan beklentimi tamamen sıfırlamış, 2018’e girerken ve coşkuları parti insanlarına bırakırken, kattıkça çoğaldığımız hayatlar diliyorum umarsızca. Bu arada umarsızı umursamaz demek zannederdim ama aslında çaresiz demekmiş. Belki de çaresizlikten umursamaz olmuştur umarsız. Herneyse,
İstediğiniz yere kök saldığınız, sizi çok sevenler için bilseniz de bilmeseniz de hep ölümsüz olduğunuz, bir güzel zeytin ağacı olun işte. Yapabiliyosanız yani, deneyebiliyosanız. Denemek için bir nedeniniz varsa. Çünkü bir yerlerde vardır, biliyorum.
Ve Buket, huzurla uyu.
Yazar: Nihal Yuvacan